
Dünyanın En Büyük Uçağını Yapmak İsteyen Girişimci Şirket: Radia'nın WindRunner Projesi
30.07.2025
Radia ve WindRunner'ın Doğuşu
WindRunner, daha büyük rüzgar türbinlerini taşımak amacıyla tasarlanmış dev bir uçak projesi. Girişimci havacılık mühendisi Mark Lundstrom tarafından 2016'da kurulan Radia, karasal rüzgar enerjisi sektörünü büyütmek amacıyla bu projeyi hayata geçirdi.
Lundstrom’a göre offshore rüzgar türbinlerinin 100 metreyi aşan kanatları, karasal türbinlerdeki 70 metre sınırına kıyasla daha verimli. Ancak bu dev kanatların kırsal bölgelere taşınması oldukça zor olduğundan, karasal rüzgar enerjisi verimliliği düşüyor. WindRunner bu sorunu çözmeyi hedefliyor.
“GigaWind” Vizyonu
Lundstrom’un “GigaWind” adını verdiği vizyon, daha uzun kanatların kullanımıyla ABD’de ekonomik olarak uygun rüzgar enerjisi alanlarının iki ila üç katına çıkabileceğini öngörüyor. 2050’ye kadar dünya genelinde bir milyondan fazla “süper” türbin kurulması hedefleniyor.
Tasarım ve Yatırım
Colorado’nun Boulder kentinde faaliyet gösteren Radia, şimdiye kadar 150 milyon doların üzerinde yatırım topladı. WindRunner, tarihin en büyük sabit kanatlı kargo uçağı olacak şekilde geliştiriliyor. Amaç, türbin kanatlarının kara yollarıyla taşınması sorununu ortadan kaldırmak.
Lundstrom, "Dünyanın en büyük uçağını inşa ediyoruz çünkü bu alanda büyük bir boşluk var," diyerek projenin iddiasını ortaya koyuyor. Uçağın kısa pistlerden kalkabilmesi ve rüzgar tarlalarına yakın inebilecek şekilde tasarlanması büyük avantaj sağlıyor.
Teknik Özellikler
- Uçak uzunluğu: 108 metre
- Kanat açıklığı: 80 metre
- Yük bölmesi: An-225’in altı katı
- Taşıma kapasitesi: 3 adet 80 m, 2 adet 95 m veya 1 adet 105 m kanat
- İniş: 1.800 metrelik toprak pist
- Menzil: 74 ton yükle 2.000 kilometre
Tasarım Yaklaşımı ve Ortaklıklar
Radia, her şeyi sıfırdan tasarlamaktansa mevcut havacılık bileşenlerini kullanmayı tercih ediyor. Bu sayede regülasyon, tedarik zinciri ve altyapı ihtiyaçlarını minimize ediyor.
- Gövde: Leonardo (İtalya)
- Kanat ve pylon: Aernnova (İspanya)
- Güvenlik sistemleri: AFuzion (ABD)
Motor tedarikçisi ise henüz açıklanmadı.
Eleştiriler ve Engeller
Uzmanlar projeye temkinli yaklaşıyor. Chris Pocock, WindRunner’ın sınırlı menziline ve sermaye ihtiyacına dikkat çekiyor. Ayrıca hava gemisi seçeneğinin erken elenmesini eleştiriyor.
Siyasi engeller de mevcut. Donald Trump’ın rüzgar enerjisine karşı tutumu, genişleme planlarını etkilemişti. Ancak artan enerji ihtiyacı, kara rüzgar enerjisine ilgiyi yeniden artırıyor.
Askeri Kullanım ve Gelecek Planları
Mayıs 2025’te ABD Savunma Bakanlığı, WindRunner’ın askeri kargo taşıma potansiyelini değerlendirmek üzere Radia ile anlaşma yaptı. Şirketin odağı hâlâ rüzgar enerjisi alanında kalmaya devam ediyor.
Şu ana kadar yalnızca küçük bir model rüzgar tünelinde test edildi. Radia, dijital araçlarla doğrudan tam ölçekli test uçakları üretmeyi planlıyor. İlk uçuşun bu on yılın sonunda yapılması hedefleniyor.
Öte yandan, Boeing’in C-17 üretimini yeniden başlatabileceği konuşuluyor. Ancak Radia, WindRunner için pazarda yeterli talep olduğunu ve ilk uçuşu gerçekleştiren taraf olacaklarını savunuyor.
Sonuç
WindRunner henüz uçmasa da, dev rüzgar türbini kanatlarını taşımak üzere geliştirilen ilk uçak olma potansiyeli taşıyor. Ancak henüz yolun başında olan bu proje için asıl soru şu: WindRunner, yarış başlamadan hedefinden uzaklaşıyor olabilir mi?