:
/
/
7,9 Milyon Konuşma Yapay Zekâya Yüklendi

7,9 Milyon Konuşma Yapay Zekâya Yüklendi

23.08.2025

Bir kelimenin anlamı değiştiğinde, bu değişimi sadece gençler mi benimser, yoksa her yaştan insan aynı anda mı uyum sağlar? Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlanan kapsamlı bir çalışma, dil değişiminin düşündüğümüzden daha kapsayıcı olduğunu ortaya koyuyor. Bulgulara göre gençler yeni anlamları biraz daha hızlı benimseme eğiliminde olsa da, yaşlı konuşucular da çoğunlukla birkaç yıl içinde aynı anlamları kullanmaya başlıyor. Hatta bazı durumlarda yaşlı kuşaklar değişime öncülük ediyor.


Geleneksel Dil Teorisine Meydan Okuyan Bulgular

Sosyodilimbilimde uzun süredir kabul gören görüş, dilin nesiller arası değişimle ilerlediği yönündeydi. Yani, gençler yeni kullanımları benimserken yaşlıların dilinin sabit kaldığı varsayılıyordu. Ancak yeni araştırma, dilin gerçek zamanlı olarak, her yaştan konuşucunun katılımıyla değiştiğini gösteriyor.

Araştırmacılar, 1873 ile 2010 yılları arasında yapılan 7,9 milyon ABD Kongresi konuşmasını analiz etti. Konuşmacıların yaşları bilindiği için, 140 yıla yayılan dilsel davranışlar yaş faktörüyle birlikte incelenebildi.


Hangi Kelimeler İncelendi?

Yaklaşık 100 kelimenin 20. yüzyılda anlam değişimine uğrayabileceği düşünüldü. “Monitor”, “articles”, “satellite” ve “outstanding” gibi kelimeler ele alındı. Yapay zekâ destekli dil modelleri, bu kelimelerin bağlama göre hangi anlamda kullanıldığını belirledi. Ardından kümeleme algoritmalarıyla kelimelerin farklı anlamları (ör. “articles” = mallar, yasal maddeler, yazılar) ayrıştırıldı.

Bu sayede, belirli bir dönemde hangi anlamların öne çıktığı ve zamanla nasıl değiştiği takip edilebildi.


Gençler Daha Hızlı, Ama Yaşlılar da Uyum Sağlıyor

İstatistiksel modeller, yaşlı konuşucuların yeni anlamları benimseme hızını tahmin etti. Bulgular, yaşlıların genellikle gençlerden yalnızca 2-3 yıl geriden geldiğini, birçok durumda bu farkın göz ardı edilebilecek kadar küçük olduğunu gösterdi. Hatta Soğuk Savaş döneminde “satellite” kelimesinin jeopolitik anlamında olduğu gibi, bazı değişimlerde yaşlı konuşucular gençlerden önce yeni anlamı kullanmaya başladı.

Araştırmanın başyazarı McGill Üniversitesi doktora öğrencisi Gaurav Kamath, “Ana sonuç, yaşlı konuşucuların yeni kelime anlamlarına son derece uyumlu olmasıydı. Daha da şaşırtıcı olan, bazı durumlarda bu değişimlere yaşlıların öncülük etmesiydi,” dedi.


Dil Değişimi “Zamanın Ruhu” ile İlgili

Sonuçlara göre anlam değişimi esasen bir “zeitgeist” etkisi; yani belirli bir dönemin kültürel atmosferinden doğuyor. Nesiller arası bir bayrak devrinden ziyade, tüm konuşucular topluca değişime katılıyor. Hatta aynı konuşmacının onlarca yıl boyunca aynı kelimeyi kullanma biçimi incelendiğinde, kişisel dilinin de toplumdaki genel değişime paralel olarak evrildiği görüldü.

Kamath, “Özetle, yaşlılar da kelimelerin yeni anlamlarını benimsiyor. Başka bir deyişle, anne-babanız veya büyükbabanız ‘sick’ kelimesini ‘cool’ anlamında ya da ‘model’ kelimesini ‘yapay zekâ modeli’ anlamında kullanabilir,” dedi.


Çalışmanın Önemi ve Sınırları

Bu bulgular, dilbilimcilerin dil değişimini modelleme biçiminde önemli sonuçlar doğuruyor. Eğer yaşlı konuşucular da çağdaş kullanımları hızlıca benimsiyorsa, tek bir anda farklı yaş gruplarını karşılaştırmaya dayalı geleneksel yöntemler (apparent time) değişimin hızını ve doğasını olduğundan eksik yansıtabilir.

Araştırma aynı zamanda yapay zekâ ve doğal dil işleme araçlarının dilbilim için sunduğu potansiyeli de gösteriyor. Büyük metin veri kümeleri, yaş bilgileri ve ileri düzey dil modelleri sayesinde daha önce küçük ölçekli çalışmalarla ulaşılamayan sonuçlar elde edildi.

Buna karşın bazı sınırlamalar var. Kongre üyeleri en az 25 veya 30 yaşında oldukları için, ergenler ve genç yetişkinler veriye dahil edilmedi. Bu da dil yeniliklerinin en erken aşamalarının kaçırılmış olabileceği anlamına geliyor. Ayrıca, özellikle geçmiş dönemlerde kadınlar ve azınlıkların Kongre’de temsil edilmemesi, bulguların toplumun geneline yansıtılmasında sınırlamalar oluşturuyor.

Kamath, bundan sonraki adımın farklı diller, toplumlar ve daha dengeli demografik örneklerle bu araştırmanın genişletilmesi olduğunu belirtti.

📌 Araştırma, “Semantic change in adults is not primarily a generational phenomenon” (Yetişkinlerde anlam değişimi esas olarak kuşaklara bağlı bir olgu değildir) başlığıyla yayımlandı.