Bilim İnsanları, Bombus Arılarına Bir Tür Mors Alfabesini Anlamayı Öğretti
12.11.2025
Bombus arılarının minik zihinlerinin işleyişine dair yapılan son testte, bilim insanları bu tüylü böceklere, şekerli bir yiyeceği bulmaları için –bir tür basitleştirilmiş Mors alfabesi olan– ışık desenleri arasındaki farkı ayırt etmeyi öğretti.
Bu, Bombus terrestris'in nerede yiyecek arayacağına yalnızca görsel bir ipucunun süresine dayanarak karar verebildiğini gösteren ilk çalışma. Bu durum, bombus arılarının, tıpkı omurgalılar gibi zamansal bilgiyi işleyebildiği anlamına geliyor; bu, vahşi doğada yaşamla ölüm arasındaki farkı belirleyebilecek bir yetenek.
İngiltere'deki Queen Mary University of London'dan davranış bilimci Alex Davidson, "Bombus arılarının bu farklı süreler arasındaki farkı öğrenip öğrenemeyeceklerini anlamak istedik ve bunu başardıklarını görmek çok heyecan vericiydi" dedi.
Son yıllarda bilim insanları, arı bilişselliğinde aklımızı başımızdan alan gizli derinlikler keşfediyor. Bombus arıları sadece bir tür tarım yapıyor gibi görünmekle kalmıyor, aynı zamanda birlikte çalışabiliyor ve minik beyinleri için çok gelişmiş olduğu düşünülen bir şekilde birbirlerine bulmaca çözmeyi öğretebiliyorlar.
Ayrıca, diğer bazı arı türleri de bazı temel matematik kavramlarını anlama ve kullanma yeteneği sergilemiştir.
Süreyi tanıyabilmek, hayvanlara yiyecek aramadan çiftleşmeye ve yırtıcılardan kaçınmaya kadar birçok yönden yardımcı olabilecek bir beceridir. Davidson ve meslektaşları, bombus arılarındaki bu yeteneği test etmeye karar vererek, böceklerin –Mors alfabesinde kullanılan temel birimler olan– kısa bir ışık parlaması ile uzun olan arasındaki farkı ayırt edip edemeyeceklerini görmek için bir deney tasarladı.

İlk olarak, arılara küçük bir yiyecek arama alanında yanıp sönen iki ışık gösteren bir ekran sunuldu; biri daha uzun süreli, diğeri daha kısa süreli yanıp sönüyordu.
Bir deneyde 5 saniyelik sinyaller ile 1 saniyelik flaşlar karşılaştırılırken, diğerlerinde uzun süreli uyaranlar için 2,5 saniyelik, kısa süreli olanlar için 0,5 saniyelik yanıp sönmeler kullanıldı.
Sürelerden biri arıların sevdiği şekerli bir ödülle ilişkilendirilirken, diğeri kesinlikle sevmedikleri kinin adı verilen acı bir maddeyle ilişkilendirildi. Araştırmacılar, farklı arı gruplarına farklı ödül sinyalleri göstererek düzeni değiştirdiler.
Deneyin ilk aşaması, hangi sürenin şekerle, hangisinin kininle ilişkili olduğunu öğrenmekti. Arılar, 20 denemeden 15'inde doğru tahmine ulaşma başarı eşiğine gelene kadar yiyecekleri bulmak için labirentte ilerlemeye yönlendirildi.
Ardından, sadece şekerin kokusunu almadıklarından veya başka ipuçları kullanmadıklarından emin olmak için ödül tamamen kaldırılarak zamanlama düzenini gerçekten öğrenip öğrenmediklerini görme zamanı geldi.
Şeker olmasa bile, arılar ödülle ilişkilendirilen zamanlama düzenini şansa bağlanabilecek olandan daha sık seçtiler. Bu da kısa ve uzun ışık parlamalarını ayırt edebildiklerini gösteriyordu.
Ancak bunu nasıl ve neden yapabildikleri bir sır olarak kalmaya devam ediyor.
Davidson, "Arılar doğal ortamlarında yanıp sönen uyaranlarla karşılaşmadıkları için bu görevde başarılı olmaları dikkat çekici. Görsel uyaranların süresini takip edebilmeleri, uzaydaki hareketi izlemek veya iletişim gibi farklı amaçlar için evrimleşmiş bir zaman işleme kapasitesinin uzantısını gösterebilir" diyor.
"Alternatif olarak, zaman süresini kodlama ve işleme konusundaki bu şaşırtıcı yetenek, nöronların özelliklerinde içkin olan sinir sisteminin temel bir bileşeni olabilir. Bu konuyu ancak daha fazla araştırma açıklığa kavuşturabilir."
Ancak bu durum bize, karmaşık bilişsel süreçlerin haşhaş tohumu büyüklüğündeki bir beyinde gerçekleşebileceğini ve bir zamanlar insanlara özgü olduğunu düşündüğümüz yeteneklerin, hayvanlar aleminde sandığımızdan daha yaygın olduğunu hatırlatıyor.